8 Kasım 2008 Cumartesi

istanbul benim yerime ağlar mısın?!

yedi tepesinde binlerce ışık, denizinin kurşini sonbahar rengiyle melankolik , yağmurlarıyla hüzün, eski binaları daracık sokaklarıyla yaşamışlık... insanı , içindeyken hep boğarsın . az sevinç verip , hüzün bahşişlerini yaşattıklarından bolca toplarsın ..
sen bir dileksin , yaşamaya çalıştığımız bu keşmekeşte attığımız tüm adımları aklında tutan bir tefeci.. gözlerimi sana açtım , sokakların benim dünyamın atlası.
platonik aşklarım , odamın pencerisinden gördüğüm çarpık , kalabalık, boyası dökülmüş binalarım,beraber yazılar yazıp içip içip saçmaladığımız arkadaşlarım...
ne çok hatıra biriktirdim seninleyken , ne çok sevdim seni hiçbir şehri sevemedim senin kadar tutkulu.. arka sokak kokuları geliyor burnuma ara ara , yanımdasın hala sanıyorum. sanki hayat içindeyken akıyor , uzağındayken bitkisel bir hayat...
bugün ise hava gri başka bir şehirde , sense hep aklımdasın . bana sahillerini açsaydın ne güzel olurdu . sen yağmurlarınla ağlasaydın ,bense kırgınlıklarımla , kalabalılar içindeki yalnızlıklarımla buğulandırsaydım gözlerimi..
şimdi orada hala yaşıyorsan , kaybettiklerimiz için istanbul benim yerimede ağlar mısın ?!

Hiç yorum yok: