2 Kasım 2008 Pazar

siz daha bilmiyorsunuz

tanrıyla oturup yemek yediğiniz ihtişamlı sofranızda, garson dediğinizde hesabı tanrının ödeyeceğini de bilmiyorsunuz daha!
hayatınız da içeceğiniz en güzel çayınızda; bir gün arkanıza yaslanıp da, her şey çok güzeldi hayat üstü sende kalsın dediğiniz çayınızı keyifle yudumlayacağınız günlerde gelecek..
death to birth çalacak fonda, mor perdenin kıvrımlarındaki nüansların farkına varacaksınız. hiçbir perde bu kadar kusurlu görünmeyecek gözünüze. tek derdiniz bu kusurların gözünüze çarpması olacak.
varlığınızı hissettiğiniz günden beri acemice, oradan oraya çırpınan ayaklarınız sofradan kalkmak istemeyecek. size ihanet edecek uyuşma hissi tüm vücudunuzu saracak.
daha siz hüzün bahşişlerinizi toplayacaksınız, gözyaşlarıyla. sizin biriktirdiklerinizi, onlar dökecek utanarak. istediğiniz samimiyette olmayacak belki ama hesaplaşma günüde gelecek.
sabrın kucağında geçirdiğiniz günlerin bir nihayeti olacak! gece yarısının koynunda, çay ve sigara eşliğinde sürünen hayatların gür sesleri duyulacak sokaklarınızda..

daha çok günler göreceksiniz, oluk oluk kan selleri geçecek caddelerden..upuzun direklere asılmış ampullerle aydınlatacaksınız, yolları. rotanızı belirlemeden yürüyeceksiniz daha….

sizin olmayan tüm adımlarınız silinecek dünyanın hafızasından…

Hiç yorum yok: